Gezinti Bağlantılarını Atla

AYIN FIRSATI  

 

EGEM MAKALELER

  YARATICILIK ; GÜNÜMÜZDE REKABET ETMENİN TEK YOLU


Yaratıcılık kelimesinin karşılığına bakarak başlamak herhalde daha doğru olacak. Bir çok yerde kelime anlamının üzerinde bir şeyler yüklenmek istendiğinden kelime olarak pek sevilmez. Halbuki bir çok yenilik ve farklılık için gereken bir beceri…

"…Etimolojik köken itibariyle latince "creare" sözcüğünden gelen yaratıcılık; yaratmak, doğurmak, meydana getirmek, bulmak, keşfetmek, yenilik yaratmak anlamlarına gelmektedir. Yaratma ise yoktan var etme anlamı taşıyabileceği gibi, bilinen şeylerden yararlanılarak yepyeni bir şeyin gerçekleştirilmesi, özgün bir bileşime varılarak, bir takım sorunlara yeni çözüm yolları bulma süreci olarak da tanımlanabilir. Yaratıcılık bu anlamda zihinde var olan iki ya da daha fazla kavramı, yeni bileşimler şeklinde formüle etme yeteneği olarak da tanımlanabilir. Yaratıcılığı en basit şekliyle daha önceden kombine edilmemiş elemanları kombine etme eylemi olarak da tanımlamak mümkün. sanatta, müzikte ve hatta ev aletlerinin tasarımında bile yaratıcılığın bu tarafı yatar. Bağlantılarla oynamak ise olaya bir başka bakış açısıdır. yaratıcılık günlük sorunları çözerken bağlantılarla oynayarak alışılmışın dışında ama yararlı çözümler oluşturmaktır da diyebiliriz. Ayrıca yaratıcılık; yetenekleri ve vizyonları dış realiteye yeni ve yararlı bir şekilde sunabilmektir. Yaratıcılığı belirli bir takım değerler, anlamlar, inançlar ve sembollerle tanımlamaya çalışırsak bir noktaya odaklanır ve yaratıcılığı sınırlamış oluruz ama değerlerin, anlamların , inançların ve sembollerin asıl oluştuğuna odaklanarak yaratıcılığı tanımlarsak yaratıcılık o denli özgür kalır…"

Uzunca bir tanım oldu ama anlatmak istediklerimizi bir paragrafta anlattık. Yaratıcılığın genelde sanatta, reklamda vb. şeylerde olduğu çok söylense de hayatımızın her alanında yaratıcılığı kullanmaktayız. Özellikle iş hayatımızda sık sık karşımıza çıkan sorunları çözmek, işimize, ürünümüze ve çalışmamıza yeni yönler çizerken ondan ciddi olarak yararlanırız.

Yaratıcığın iş dünyasındaki yerini belirlerken, karşımıza üç unsur çıkmaktadır.
Bunlar;

a. Entelektüelite ve uzmanlık,
b. Düşünme becerileri,
c. Motivasyon'dur.

Yaratıcılık sizin de tahmin edebileceğiniz gibi bu üç unsurun kesişim noktasında kendisini göstermektedir. Her üç unsurun da önemi kuşkusuz tartışılmaz ama bizim iş dünyasında en çok kullandığımız düşünme becerileri konusudur.

Düşünme Becerileri :
Bu daha çok yaratıcı düşünme becerileri olarak da tanımlanır. Çalışanların sorunlara ve çözümlere nasıl yaklaştıklarını ve nasıl yeni "bağlantılar" oluşturabileceği kapasitesi ve becerilerini gösterir. Çalışanların değişik ilgi alanları, farklı alanlardaki bilgilerin birleştirilmesi ve farklılaştırma yaratıcılığı artırır. Düşünme becerilerinin üzerinde durulması gerekilen en önemli konu "sabır becerisidir". Gelişen teknoloji, fast food alışkanlıklar ve tüketen toplum olma görüntümüz ile sabır bizim çok gerilerimizde kalan bir söz gibi olsa da düşünme becerilerindeki en önemli konu sabredebilme becerisidir. Zor sorunları yok saymadan, çözüm üretme tembelliğine girmeden, "kuluçkaya yatırma" yöntemiyle çözümlere ulaşmak daha olay olabiliyor. Düşünme becerileri ile sorun çözme de izlenebilecek yöntemlerin başında "Altı Düşünme Şapkası" ile çözüm gelmektedir.

Altı Düşünme Şapkası:
Tartışmak; sizinde bildiğiniz gibi bu kültürü bilen toplumlarda birisi bir konuyu savunduğunda başkası da ona karşı çıkmasıdır. Böylece X kişi Y kişiye, Y'de X kişiye karşı davranış sergiler. Mahkemeler, parlemento, iş görüşmeleri ve aile içi tartışmalarda bu oldukça kullanılabilir bir yöntemdir. Kimi durumlarda oldukça yararlı olmasına rağmen, bir konuyu açıklığa kavuşturmanın tek yolu değildir. Kimi toplumlarda bu yöntem fazlaca saldırgan da bulunur. Ayrıca gözden kaçırılmaması gereken bir konu da her iki taraf da tartışmayı kazanmanın, konuyu açıklığa kavuşturmaktan daha önemli olduğunu düşünebilir.

Peki, şapka nedir ? Tartışmakla nasıl bir alakası olabilir ki ? Şapka; giyim kuşamı tamamlayan, kolayca giyilip çıkarılabilen bir aksesuardır. Bir çok toplumda şapka, kişinin o andaki göreviyle yakından ilişkilendirilir. İnsanların karşısına kimi zaman "iş adamı" kimi zaman da "baba" şapkamızı giyerek çıkarız. Şapka ile düşünce arasında ilişki kurulur.: "Şapkanı önüne koy da düşün" diye de boşuna demeyiz herhalde…

Bir şeyi düşünürken genellikle yaptığımız şey her şeyi aynı anda yapmaya çalışmamızdır. İşin zorluklarını, tehlikelerini görmeye, olumsuz sonuçlar verebilme olasılıklarını anlamaya çalışırız. Yeni görüşler geliştirmeyi, daha çok bilgi toplamayı düşünürüz. Bu sırada, araya girmeye çalışan duygularımızı ve sezgilerimizi de göz ardı edemeyiz. Bütün bu zor düşünceleri birbirinden ayırabilir miyiz ?

Bir golf oyuncusu hayal edin. Çantasında çeşitli golf sopaları bulunur. Kimi durumlarda bunlardan birini, kimi durumlarda da bir başkasını kullanır. Oyunu tek bir sopayla da oynayabilirsiniz, ama tam takım sopası olan ve bunları kullanan oyuncu sizi kolayca yener.

Neden, tüm düşüncelerimize uyacak bir tek yol olduğunu düşünürüz ? Niçin, her şeyi bir anda yapmaya çalışırız ?

Altı düşünme şapkası yöntemi, dünyanın her yanında en küçük işletmeden dev holdinglere kadar iş yerlerinde, ailelerde ve okullarda hemen her yerde kullanılıyor. Çünkü bu sistem kolay ve yalın. Bir konu görüşülürken katılan herkes şapkalardan birini önüne koyar ve düşüncelerini onun belirttiği yönde açıklar.

Değişik renklerdeki altı şapka, düşüncenin bütün temel yönlerini temsil eder.

Beyaz şapka; beyaz renk kağıdı çağrıştırır. Beyaz şapka bilgiyle ilgilidir. Beyaz şapkayı giyince şöyle sorular sorarız: "Elimizde ne gibi bilgiler var ?, daha hangi bilgiler gerekiyor ?, eksik bilgiler nelerdir ?, ne tür sorular sormalıyız ?"

Kırmızı şapka: kırmızı ateşi ve sıcaklığı çağrıştırır. Kırmızı şapka, duygu, sezgi ve heyecanla ilgilidir . Kırmızı şapkayı giydiğinizde duygularınızı ve sezgilerinizi söyleme fırsatını bulursunuz. Kırmızı şapka tüm duygularınızı açıklamanıza olanak verir.

Siyah şapka: Şapkaların en yararlı olanı da diyebiliriz. Ayrıca en sık kullanılan şapkadır. Siyah renk bize yargıcın cüppesini anımsatır. Siyah şapka tehlikelere dikkat çeker. Zararlı şeyler yapmamıza engel olur. Riskleri ve bir şeyin neden işe yaramayabileceğini gösterir. Siyah şapka olmazsa başımız sürekli derde girer. Bununla birlikte, siyah şapkanın gereğinden fazla kullanılması da tehlikeli olabilir.

Yeşil şapka: Yeşil renk, büyümenin, enerjinin ve yaşamın simgesi olan bitkileri çağrıştırır. Yeşil şapka enerji şapkasıdır. Yeşil şapkayla düşündüğünüz zaman, öneriler ileri sürer, yeni görüş ve seçenekler ortaya koyabilirsiniz. Yeşil şapkayı kullanan herkes yaratıcı olmaya çaba gösterir.

Mavi şapka: Mavi şapka doğrudan doğruya düşünce sürecinin kendisine bakmak içindir: "Bundan sonra ne yapmalıyız ?, Şu ana değin neler başardık ?" Mavi şapkayı ne düşüneceğimizi açıklamak ve bu düşüncenin sonunda neyi elde etmek istediğimize karar vermek için tartışmaya başlarken kullanırız. Mavi şapka, kullanacağımız şapkaları sıraya koymak ve sonuçta elde ettiklerimizi özetlemekte de kullanılabilir.

Sarı şapka: Sarı renk, güneş ışığını ve iyimserliği çağrıştırır. Sarı şapkayı önümüze koyup düşünmekle, yapılan bir önerinin değerini ve yararını saptamak için hemen çaba göstermeye başlamış oluruz: "Bunun iyi yönü ne ?", Ortaya atılan görüşü beğenmesek bile sarı şapka bizden, bu önerinin iyi yönlerini de bulmamızı ister. "Bunun ne gibi yaraları var ? Bundan kim yararlanacak ? Bu yararlar nasıl ortaya çıkabilir ? Değişik değerler nelerdir ?" Genelde bir şeyleri düşünmeye başladığımızda her şeyi aynı anda düşünme yaklaşımını ortadan kaldıran bu altı şapka yöntemini yaratıcı fikirlerin bulunmasında kullanmanızı, aynı anda birden fazla şapkayı giymemeniz gerektiğini hatırlamanızı dilerim.

Yararlanılan Bazı Kaynaklar:
1. "Yönetimde Yaratıcılık ve Yenilikçilik", Necip ÖZÇER, Rota Yayınları, Nisan 2005.
2. "Düşünce Gücü", " Edward de Bono'sMind Power"'dan çevrilmiştir. , ABC Kitapevi, 1995
3. "Yaratıcılık", Trevor Bentley, Hayat Yayınları, 2000

H.ÖMER GİDER

 

Makaleler

 ERCÜMENT
 TUNÇALP

Parekenciliğin
okulu olmalıdır

 HAKAN
 TURGUT

Maymunlar
paradan ne
anlar?

  KAZIM
   ÖZİŞ

Çırpınan
market, Akıllı
markete karşı

  MELİH
   ARAT


"X" ile sorun
nasıl çözülür?

  A.ARZU
   UĞUR

Bilgi çağının
tehlike çanları
bizim için
çalıyor

 NİLÜFER
  GÜRELLİ

Mağaza
Otomasyonunda
Pos

 MEMİŞ
 YILMAM

Günümüzün
stratejik manzarası- karsızlaşma/ emtilaşma

H.ÖMER
 GİDER

Yaratıcılık;
Günümüzde rekabet etmenin
tek yolu

  METİN
 ÇAVUŞLAR

Meslek Edindirme
Kursları




Eğitmenler
A.Arzu UĞUR
Atilla DİZDAR
Aylin CEVİK
Burak BÜYÜKDEMİR
Bülent CECENER
Dilek ZEYBEK
Ercüment TUNÇALP
Ergün ZOGA
Erkan CAV
Hakan Ömer GİDER
Hakan TURGUT
İlhan KUMAN
Kamuran DİNÇSOY
Kazım ÖZİŞ
Melih ARAT
Memiş YILMAM
Metin ÇAVUŞLAR
Murat TOKTAMIŞOĞLU
Nazan ÜRKMEZ
Nilüfer GÜRELLİ
Savaş ERKİLETLİOĞLU
Selma GÜR
Sonad UÇANTÜRK
Uğur DEMİRLER
Ünal TURAN
Yalçın GÜR
Zeynep Çalışal GİDER



     

  Hereke Ömer İsmet
          Uzunyol
 Meslek Yüksek Okulu